Welcome to Our Website

TCMB Başkanı Erkan: “Ücretlerdeki her yüzde 10 artış, enflasyona yüzde 1 etki ediyor”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, hassasiyet analizlerine göre ücretlerdeki her yüzde 10 artışın enflasyona 1 ila 1,2 puan eklediğini belirterek, enflasyon beklentilerine uyumlu bir şekilde varsayım alarak gittiklerini söyledi.

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, TCMB İdare Merkezi’nde düzenlenen “Enflasyon Raporu 2023-IV” bilgilendirme toplantısında yaptığı sunumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erkan, dezenflasyonun en önemli öncelikleri olduğunun altını çizerek, “Dezenflasyonun tesisinde mali politikaların, para politikaları ile eşgüdümlü gitmesi de bunu desteklemektedir. Bakan Mehmet Şimşek ve diğer bakanlarımız başta olmak üzere Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantılarında gerekli koordinasyonlar yapılmakta. Onların da desteğiyle eşgüdüm olmadan dezenflasyonun kısa sürede tesisi kolay olmaz. Bir şekilde yine tesis ederiz ama bunun en az maliyetli ve en hızlı şekilde olması eşgüdümle olur. Bakanlarımıza teşekkür ediyoruz destekleri için” diye konuştu.

“Onu (yüzde 5 enflasyonu) düşünmeye şu an lüksümüz yok”

Orta vadeli enflasyon hedeflerinin yüzde 5 olduğunu dile getiren Erkan, “Onu (yüzde 5’i) düşünmeye şu an lüksümüz yok. Çünkü önümüzde 2024’te dezenflasyonu tesis etme, ardından tek haneliye geçme ve hiç durmadan yüzde 5 hedefine kavuşturmaktır bizim amacımız” diye konuştu.

2024 Mayıs ayında enflasyonda zirve olacağına vurgu yapan Erkan, “(Enflasyon) Yüzde 70 ila 75 arasında rakam (2024 Mayıs ayının) tepe noktasında” dedi.

“2024’teki dezenflasyon süreci, başlama zamanı, hızı ve sene sonu yüzde 36’lık rakam çok önemli bir başarı göstergesidir”

Erkan, bir önceki rapor döneminde yüzde 58 olan 2023 yıl sonu enflasyon beklentisinin bu rapor döneminde yüzde 65’e yükselmesine ilişkin, “Makroihtiyati çerçeveden dolayı kademeli gittiğimiz bir faiz artırımları senaryosunda, bunların etkileri birikimli bir şekilde gecikmeli şekilde birkaç çeyreğe yayılarak çıkıyor. Dolayısıyla bizim 2023’ün sonundaki resmi etkilerimiz çok fazla olmadı. Ama 2024’te zamana yayıldığı için ve para politikasının birikimli etkisini göreceğimizden dolayı bizim için 2024’teki dezenflasyon süreci, başlama zamanı, hızı ve sene sonu yüzde 36’lık rakam çok önemli bir başarı göstergesidir” değerlendirmesini yaptı.

“Yabancı yatırımcıların ilgisinin devamının geleceğini düşünüyoruz”

Yabancı yatırımcılarla bir araya gelmenin ve onlara son durumları anlatmanın önemli olduğuna vurgu yapan Erkan, “Şu anki durumda yabancı yatırımcının ilgisinde bir değişme görmüyorum. CDS bugün 395 seviyelerinde, hala 400’ün altında. Diğer gelişmekte olan ülkelere baktığımız ve bizimkine baktığımızda daha olumlu seyrediyor finansman koşulları. Diğer gelişmekte olan ülkelerde pek ilerleyecek bir hikaye de kalmadı. Burada büyük bir potansiyel, büyük bir fırsat, büyük bir kapasite var. Dolayısıyla bu ilginin devamının geleceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Parasal sıkılaşmanın etkilerini göstermesi için zaman lazım”

Yüzde 36 tahmininin gerçekleşmesine destek olacak unsurların bir tane olmadığına dikkati çeken Erkan, “Birkaç tane göstergenin bir araya gelmesi; Türk lirası talebinin güçlenmesi, iç talebin dengelenmesi ve dengeli seyri, kredi piyasasının dengelenmesi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması. TL talebinin güçlendiğini görüyoruz. TL mevduat payı artıyor. Rezervlerimiz güçleniyor, dış ticaret açığı azalıyor. Para politikası adımlarımız ile talep ve öncü sinyaller noktasında erken sevinmememiz lazım. Ancak şu an baktığımızda iç talepte dengelenmeye başladığını görüyoruz. Bu sürecin 2024’te mayıstan sonra devam edeceğini biliyoruz. Ciddi bir sıkılaşma var. Politika faizi 35, bankacılığa baktığınızda ciddi bir sıkılaşma var. Mevduat faizleri 40 ila 45’in üzerinde. Kredi faizlerine baktığınızda da orta 40’lardan düşük 60’lara kadar giden bir kredi var. Bu ciddi bir sıkılaşma ama zaman lazım. Bunun etkilerini göstermek için zaman lazım” diye konuştu.

Kripto varlıklara ilişkin son gelişmeleri ele alan Erkan, “Sermaye Piyasası Kurulu ile birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmalar devam ediyor. Detaylarını bir araya geldiğimizde paylaşacağım” dedi.

“Ücretlerdeki her yüzde 10 artış, enflasyona yüzde 1 etki ediyor”

Erkan, ücretlerdeki hassasiyet analizlerine göre ücretlerdeki her yüzde 10 artışın enflasyona 1 ila 1,2 puan eklediğini belirterek, enflasyon beklentilerine uyumlu bir şekilde varsayım alarak gittiklerini söyledi. Erkan, enflasyonun seviyesi belirli bir eşik değerin üzerinde yüksek seyretmesinden dolayı ihracat ve yatırıma destek vermekten yüksünmediklerini kaydederek, “Çünkü hem orayı destekleyip hem de dezenflasyonu sağlayabilecek bir eşik değerin üzerinde enflasyon şu an. Gelişmiş ülkelere baktığınız zaman bir ülke mesela hedefini yüzde 3 koymuş. Oraya giderken büyümeyle enflasyon arasında bir çelişki yaşanabilir. Ama biz o eşik değerde değiliz şu an. Bu yüzden ihracatı ve yatırımı desteklemek, dezenflasyona girme sürecine ters bir etkide bulunmayacak” ifadelerini kullandı.

“Amacımız, hem dezenflasyonu en kısa sürede tesis etme hem de rezervlerimizi güçlendirmek”

Dezenflasyon süreci kademeli bir şekilde ilerlerken kur oranlarının yükselmesi durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine Erkan, “Belirli bir seviyede yatay gitmiş bir kur, aynı zamanda da 98 milyar dolar rezerv var. Aynı zamanda da kredi faizleri, mevduat faizlerinin çok çok altında. Kredi mekanizması sağlıklı çalışmayı bırakın, durma aşamasına doğru gidiyor. Kredi mekanizması durduğunda onu canlandırmak zaman ister. Dolayısıyla sıcak-soğuk gitmek yerine ılımlı gitmek gerekir. O ılımlı gitmenin de dengesini iyi ayarlamak dezenflasyon sürecinde çok önemlidir. Amacımız, hem dezenflasyonu en kısa sürede tesis etme hem de rezervlerimizi güçlendirmek. Bu ikisini bir arada yapmak adına attığımız adımların optimal olduğunu düşünüyoruz. Çok iyi veriler aldık. Mesela reeskont kredilerinde faizde bir indirim yaptık. Bileşken faizi politika faizine getirdik. Başta sabit faiz yerine bileşken faizi politika faizi yerine getirdik. Eğer biz kademeli gitmeseydik, hem asgari ücretteki düzenlemeler hem de faiz giderlerinden dolayı ihracatçıların ne zaman rekabetçilik hakkında şikayetlerinin başlayacağını bilemezdik. Dolayısıyla kademeli gitmek risk yönetimi açısından doğru atılmış bir adımdır diye düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.

“500 TL banknotların çıkarılması gibi bir zorunluluk bulunmuyor”

Darphanenin 100 milyon adet 5 liralık hatıra parası bastığını hatırlatan Erkan, “Söz konusu madeniler aynı zamanda tedavüle verildi. 5 lira paranın tedavüle verilmesi, 5 lira banknotların tedavülde kalmasına engel teşkil etmemektedir. Nitekim, 1 YTL banknotlar 1 YTL madeni paralar ile birlikte tedavül edilmişti hatırlarsanız. 500 TL banknotların çıkarılması gibi bir zorunluluk da bulunmuyor” ifadelerini kullandı.

Toplumun refahı için özverili ve kararlı bir şekilde dezenflasyonu tesis etmekte kararlı olduklarını dile getiren Erkan, “Bu bizim yapmamız gereken görevimiz. Toplumumuz için yapmamız gereken en büyük hizmet. Bunda da kararlıyız. Gerekli adımları gerekli zamanda gereken ölçüde atacağız” dedi.

Dijital para konusunda gelinen son aşamayı anlatan Erkan, “Birinci faz çalışmalar dahil rapor kapsamında değerlendirmeler devam etmekte olup, raporun yıl sonuna kadar yayınlanmasını planlamaktayız. İkinci faz çalışmaları kapsamında 2024 yıl sonuna kadar dijital Türk lirasının hukuki, iktisadi, güvenlik boyutları kapsamlı olarak ele alınarak çevrimdışı ödeme, donanım cüzdanlar gibi ürünler üzerinde çalışılacak. Üçüncü fazda da dijital Türk lirasının tüm boyutları, etkilerine ilişkin nihai çalışmalar ve hukuki altyapısı tamamlandıktan sonra yaygınlaşma değerlendirilecektir. Sadece dijital Türk lirası çıkarmaktan ziyade buradaki teknolojinin kalitesi de çok önemlidir” diye konuştu.

TCMB Başkanı Erkan’ın yapacağı bir sonraki sunum olan “Enflasyon Raporu 2024-I” bilgilendirme toplantısı 8 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşecek. – ANKARA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir